Soğuk kompres kullanmak, özellikle yirmilik dişin çıkmasını takip eden ilk günlerde aşırı şişlikten kaynaklanan şişlik ve ağrıyı hafifletebilir. Ağrı azaldıkça, asetaminofen veya ibuprofen almak rahatlama sağlayabilir ve iyileşme tamamlanana kadar çok yumuşak yiyecekler yemek tavsiye edilir. Bu yöntemler ve profesyonel diş hekimi tavsiyesi, enfeksiyon, çürükler ve diş eti hastalığı gibi potansiyel komplikasyonlar nedeniyle çekilmesi gerekebilecek gömülü yirmi yaş dişleriyle ilişkili rahatsızlığın yönetilmesine yardımcı olabilir.
Üçüncü azı dişi seti olan yirmi yaş dişleri, yakındaki dişleri etkileyerek enfeksiyon ve kötü ağız hijyeni gibi sorunlara yol açabilir. Rahatsızlıkla mücadele etmek için, soğuk ve sıcak terapinin yanı sıra tuzlu su durulamaları, nane ve karanfil yağı gibi doğal ilaçlar geçici bir rahatlama sağlayabilir. Bununla birlikte, kalıcı sorunlar, özellikle diş enfekte olmuşsa veya çevre dişleri olumsuz etkiliyorsa, ağrıyı etkili bir şekilde çözmek için profesyonel tıbbi veya cerrahi tedavi gerektiren bir diş hekimi veya ağız cerrahının müdahalesini gerektirebilir.
20 Yaş Dişleri Çekilmezse Ne Olur?
Yirmi yaş dişleri normal bir şekilde çıkmak veya gelişmek için yeterli alana sahip olmadıklarında, çene içinde gömülü kalarak enfeksiyonlar, kistler ve diğer dişlere ve kemik desteğine zarar verme gibi komplikasyonlara yol açabilirler. Herkesin yirmi yaş dişlerini çektirmesi gerekmez; sağlıklı, tam olarak büyümüş, doğru konumlanmış ve günlük hijyen rutinlerinin bir parçası olarak temizlenebiliyorlarsa, bir sorun teşkil etmeyebilirler. Bununla birlikte, bu dişlerin düzgün bir şekilde büyümesi için yeterli alan olmadığında sorunlar ortaya çıkar ve ağrı, enfeksiyon veya diğer diş sorunlarına yol açarak birçok birey için çekilmelerini gerektirir. Yirmi yaş dişlerinin çekilmesi kararı genellikle komşu dişlere zarar verme potansiyeli, çene problemleri, kistler, tümörler, diş eti hastalığı ve yoğun diş çürüğü gibi faktörlere bağlıdır.
Gömülü yirmi yaş dişleri, komşu dişlerin yanlış hizalanması ve çene ağrısı gibi ciddi sorunlara neden olabilir. Sadece kısmen çıkan yirmilik dişler, bakterilerin girip enfeksiyona neden olarak diş eti hastalığına yol açması için bir açıklık oluşturur. Ayrıca, sürmekte olan yirmi yaş dişlerinin neden olduğu aşırı kalabalık ısırma sorunlarına yol açabilir ve ağız hijyeninin korunmasını zorlaştırabilir. Bazı kişiler düzgün hizalandıkları ve ağız sağlığı sorunlarına yol açmadıkları takdirde yirmilik dişlerinin çekilmesine hiç ihtiyaç duymazken, pek çok kişi gelecekte oluşabilecek komplikasyonları önlemek için dişlerini çektirmek zorunda kalabilir. Yirmi yaş dişlerinin sağlığını ve konumunu değerlendirmek ve diş sağlığını korumak ve gelecekteki ağız sağlığı sorunlarını önlemek için çekilmelerinin gerekli olup olmadığına karar vermek için bir diş hekimine danışmak çok önemlidir.
20 Yaş Dişinin Çıktığını Nasıl Anlarız?
Yirmi yaş dişleri çıkmaya başladığında, genellikle 15 ila 25 yaşları arasında, ağız sağlığında gözle görülür rahatsızlıklara ve değişikliklere neden olabilirler. Belirtiler arasında ikinci azı dişlerinin arkasında şişmiş diş etleri, çenede ağrı, hassas veya kanayan diş etleri, ağzı açmada zorluk, kötü tat ve sürekli ağız kokusu yer alır. Bu belirtiler, yirmi yaş dişlerinin ağız içinde yer bulmakta zorlandığını ve dişlerin tam olarak çıkamadığı veya yanlış yönde büyüdüğü, genellikle daha fazla diş sorununu önlemek için çekilmelerini gerektiren bir durum olan impaksiyona yol açtığını gösterebilir.
Yirmi yaş dişleri düzgün bir şekilde izlenmez ve yönetilmezse çeşitli komplikasyonlara yol açabilir. Özellikle gömülü yirmi yaş dişleri komşu dişlere baskı yaparak ağrıya ve hizasızlığa neden olabilir. Bu baskı aynı zamanda diş etlerinin altında enfeksiyonlara ve tedavi edilmezse diş eti hastalığı, diş çürüğü ve hatta kist veya tümör gibi diğer ciddi diş sorunlarına yol açabilir. Yirmilik diş sorunlarının erken teşhisi ve yönetimi için düzenli diş muayenesi şarttır. Rahatsızlık veya enfeksiyon belirtileri ortaya çıkarsa, ağız sağlığını korumak ve gelecekteki komplikasyonları önlemek için çekimin gerekli olup olmadığını belirlemek üzere bir diş hekimine danışmak çok önemlidir.
20 Yaş Dişi ile İlgili Bilimsel Yayınlar
2024’ün ilk aylarında Dental Traumatology‘de yayımlanan “Effect of 3D printed replicas on the duration of third molar autotransplantation surgery: A controlled clinical trial” başlıklı çalışmada, diş ototransplantasyonu için replikalar oluşturmak üzere konik ışınlı bilgisayarlı tomografi (CBCT), yazılım ve 3D baskı kullanılarak cerrahi verimliliği ve sonuçları iyileştirmeyi amaçlayan bir protokol geliştirilmiştir. Azı dişi çekilmesi gereken 46 genç hastayla yapılan bir denemede, hastalar 3D replikaların kullanıldığı gruplara ve bir kontrol grubuna ayrıldı. Sonuçlar, 3D replikaların kullanımının donör dişlerin ağız dışı süresini önemli ölçüde azaltmazken, toplam ameliyat süresini önemli ölçüde azalttığını göstermiştir. Hiçbir erken komplikasyon kaydedilmedi, bu da 3D baskının ototransplantasyon cerrahisinin verimliliğini artırabileceğini gösteriyor.
Mart 2024’te Zhonghua Kou Qiang Yi Xue Za Zhi‘de yayımlanan “Effect of preemptive analgesia with ibuprofen on postoperative pain after mandibular third molar extraction: a randomized controlled trial” başlıklı çalışmada, Çinli bir popülasyonda gömülü mandibular üçüncü molar diş çekimi sonrasında ibuprofen kullanılarak yapılan preemptif analjezinin postoperatif ağrı üzerindeki etkisi değerlendirilmiştir. Üç hastanede yürütülen, ibuprofen ve kontrol gruplarına randomize edilen 82 hastanın dahil olduğu bu çalışmada, ameliyat öncesi ibuprofenin ağrı skorlarını ve ameliyat sonrası ek analjezik ihtiyacını belirli erken zaman noktalarında önemli ölçüde azalttığı bulunmuştur. Bununla birlikte, ameliyat sonrası sonraki aşamalarda anlamlı ağrı skoru farklılıkları gözlenmemiştir. Bulgular, etkili ağrı yönetimi için ameliyat öncesinde ve sonrasında 300 mg oral sürekli salınımlı ibuprofen kapsüllerinin kullanılmasını desteklemekte ve ibuprofenin güvenliğini, etkinliğini ve maliyet etkinliğini vurgulamaktadır.
Photobiomodulation, Photomedicine, and Laser Surgery dergisinde Mart 2024’te yayımlanan “Er:YAG Laser Therapy on Alveolar Osteitis After Mandibular Third Molar Surgery: A Randomized Controlled Clinical Study” başlıklı çalışma, 83 hastada mandibular üçüncü molar cerrahi sonrası alveolar osteit (kuru soket) tedavisinde mekanik tedaviye karşı Er:YAG lazer tedavisinin (ErLT) etkinliğini değerlendirmiştir. ErLT grubunda, özellikle tedaviden sonraki ilk üç gün içinde, kontrol grubuna kıyasla daha hızlı ağrı kesilmesi ve daha iyi yara iyileşmesi görülmüştür. İki grup arasında tedavi süresi açısından anlamlı bir fark bulunmamıştır. Sonuçlar, ErLT’nin kuru soket vakalarında hızlı ağrı giderimi ve iyileşme için mekanik tedaviden daha etkili olduğunu göstermektedir.
Perspektif Diş Polikliniği olarak hastalarımız için son teknolojiyi kullanmanın yanı sıra en son yayınlanan bilimsel araştırmaların ışığında, diş hekimleri olarak bizler kendimizi güncel tutuyor ve hasta memnuniyeti için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz.
Ankara Çankaya Çukurambar bölgesinde hizmet veren Perspektif Diş Polikliniğine tüm soru ve görüşlerinizi iletebilir ve ayrıca Diş Taşı Temizliği, Bruksizm Tedavisi, 20 Yaş Diş Çekimi, Apikal Rezeksiyon, Gömülü Diş Çekimi, İmplant Tedavisi, Çocuk Diş Hekimliği, Diş Beyazlatma, Diş Eti Çekilmesi, Diş Eti Estetiği, Küretaj, Gülüş Tasarımı, İnley ve Onley Diş Restorasyonları, Porselen Lamina ve Zirkonyum Diş Kaplama konularında İletişim sayfamız üzerinden randevu alabilirsiniz.
Bu makale Perspektif Diş Polikliniği tarafından hazırlanmıştır.