Amalgam dolgu, genellikle “gümüş dolgu” olarak bilinir, diş çürüklerini tedavi etmek için kullanılan bir dolgu materyalidir. Yaklaşık %50 oranında elementel cıva, geri kalanı ise gümüş, bakır, kalay ve çinko gibi metallerin karışımından oluşur. Bu dolgu türü, dayanıklılığı ve maliyet etkinliği nedeniyle uzun yıllar boyunca diş hekimliğinde yaygın olarak tercih edilmiştir. Ancak içeriğindeki cıva nedeniyle güvenliği ve sağlık üzerindeki etkileri hakkında bazı tartışmalar bulunmaktadır.
Amalgam Dolgu Güvenilir Midir?
Amalgam dolgular, genellikle 6 yaşın üzerindeki çocuklar ve yetişkinler için kullanılabilir. Amalgam dolguların ömrü genellikle 10-15 yıl arasında değişir; ancak bu süre dişlerin bakımı, dolgunun yerleştirildiği yer ve kişinin ağız hijyeni gibi faktörlere bağlı olarak uzayabilir veya kısalabilir. Dayanıklılığı sayesinde arka dişlerdeki büyük çürüklerin tedavisinde sıkça kullanılır. FDA ve diğer sağlık otoriteleri, amalgam dolguların genel nüfus için güvenli olduğunu belirtmektedir. Ancak, amalgamın içeriğindeki cıva, az miktarda buharlaşabilir ve inhalasyon yoluyla vücuda girebilir. Cıvanın bu formu özellikle hamile kadınlar, küçük çocuklar ve belirli nörolojik veya böbrek hastalıkları olan bireyler gibi hassas gruplar için potansiyel riskler taşıyabilir. Bu nedenlerden bazı ülkeler amalgam dolguların kullanımını sınırlandırmıştır veya yasaklamıştır. Avrupa Birliği’nde, 15 yaşın altındaki çocuklar, hamile ve emziren kadınlar için amalgam dolgu kullanımı yasaklanmıştır. İsveç ve Norveç gibi ülkeler ise amalgamın kullanımını tamamen yasaklamıştır.
Amalgam Dolgu Günümüzde Tercih Ediliyor mu?
En sağlıklı dolgu, kişinin dişlerinin konumu, çürüğün büyüklüğü ve genel sağlık durumu gibi bireysel ihtiyaçlarına bağlıdır. Kompozit reçine dolgular ve cam iyonomer dolgular, estetik açıdan amalgamdan daha avantajlıdır ve cıva içermez. Kompozit reçine dolgular, diş renginde olması ve estetik açıdan daha hoş görünmesi nedeniyle popülerdir. Cam iyonomer dolgular ise özellikle küçük restorasyonlar ve çocuk dişlerinde tercih edilir. Amalgam dolguların kullanımı ise içeriğindeki cıva nedeniyle düşüş göstermektedir. Estetik ve sağlık kaygıları, hastaları ve diş hekimlerini kompozit reçine ve diğer alternatif dolgu materyallerine yönlendirmiştir. Ancak amalgam dolgular, dayanıklılık ve maliyet avantajları nedeniyle hala bazı durumlarda tercih edilmektedir.
Amalgam Dolgu Hangi Hastalıklara Yol Açar?
Bilimsel çalışmalar, amalgam dolguların genel nüfusta ciddi sağlık sorunlarına yol açmadığını göstermektedir. Ancak, cıva duyarlılığı olan kişilerde ağız içi yaralar veya alerjik reaksiyonlar gibi yerel etkiler oluşabilir. Cıva buharına maruz kalmanın nörolojik veya böbrek işlevlerini etkileyebileceği bazı hassas bireylerde daha ciddi etkiler görülebilir. Yanı sıra çokça merak edilen bir konu da amalgamın küçük parçalarının yutulmasıdır. Bu durum genellikle ciddi bir sağlık riski oluşturmaz, çünkü sindirim sistemi bu tür parçaları etkili bir şekilde atar. Ancak, cıva buharının inhalasyonu daha büyük bir endişe kaynağıdır, çünkü cıva buharı solunum yoluyla vücuda girer ve daha hızlı bir şekilde emilir.
Amalgam Dolgu Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler?
Amalgam dolguların sökülmesi genellikle gerekli değildir ve daha fazla cıva maruziyetine yol açabilir. Ancak, dolgunun hasar görmesi veya altında çürük oluşması durumunda dolgu çıkarılabilir ve yerine başka bir dolgu konulabilir. Bununla beraber dolgu sonrası dikkat edilmesi gerekenler arasında:
- Dolgu sonrası ilk birkaç saat boyunca sert yiyeceklerden kaçınmak.
- İlk gün içerisinde aşırı sıcak veya soğuk yiyecek ve içeceklerden kaçınmak.
- Ağız hijyenine dikkat etmek ve düzenli diş fırçalama ve diş ipi kullanımı alışkanlıklarını sürdürmek.
Sonuç:
- Yüksek Dayanıklılık: Amalgam dolgular, arka dişlerdeki büyük çürükler için idealdir.
- Ekonomik Seçenek: Amalgam dolgular, maliyet açısından diğer dolgu türlerine göre daha avantajlıdır.
- Estetik Kaygılar: Kompozit reçine dolgular estetik açıdan daha cazip bir seçenek sunar.
- Sağlık Riskleri: Cıva maruziyeti konusunda hassas gruplar için alternatif dolgu materyalleri tercih edilmelidir.
Amalgam dolgu, uzun yıllardır diş tedavisinde kullanılan bir materyal olup, dayanıklılığı ve maliyeti göz önüne alındığında hala bazı durumlarda geçerli bir seçenektir. Ancak, içeriğindeki cıva nedeniyle bazı sağlık riskleri ve estetik kaygılar taşımaktadır. Diş dolgusu seçimi yaparken bireysel ihtiyaçlar ve sağlık durumları göz önünde bulundurulmalıdır.
Amalgam Dolgu ile İlgili Son Bilimsel Yayınlar
BMC Oral Health dergisinde Ocak 2023 tarihinde yayımlanan “Release of mercury from amalgam filling and its relationship with metallothionein and superoxide dismutase” konulu çalışmada sağlıklı bireylerde tedavi sonrası amalgam dolgulardan zamanla salınan cıva miktarını belirlemek ve cıva ile serum MT-1 ve SOD-1 seviyeleri arasındaki ilişki incelenmiştir. Çalışma kapsamında, yaşları 19-22 arasında olan 15 kişiye amalgam dolgu uygulandı ve tedavi öncesi ile tedavi sonrası 1, 7, 21 ve 35. günlerde kan örnekleri toplanmış, serum örneklerinde cıva analizi İndüktif Eşleşmiş Plazma Kütle Spektrometresi (ICP-MS) ile yapılmıştır. Ayrıca, serum MT-1 ve SOD-1 seviyeleri ticari enzim bağlı immünosorbent testi (ELISA) kullanılarak ölçülmüş, verilerin analizi için Friedman testi ve Spearman korelasyon analizi kullanılmıştır. MT-1 için yapılan analizde, değerlerin zamanla azaldığı ve bu azalmanın 21 gün sonra istatistiksel olarak anlamlı olduğu (p<0.05) bulunmuştur. SOD-1 seviyelerinin de zamanla azaldığı, ancak bu azalmanın istatistiksel olarak anlamlı olmadığı gözlenmiştir. Salınan cıva miktarları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunamamıştır. Korelasyon analizine göre, değişkenler arasında anlamlı bir ilişki bulunmamış, çalışmanın sonuçları, test edilen amalgam dolgulardan salınan cıva miktarının tolere edilebilir seviyelerde olduğunu ve MT-1 ile SOD-1 arasında anlamlı bir ilişki olmadığını göstermiştir.
Vitro Study. Cureus dergisinde Mayıs 2024 tarihinde yayımlanan “A Comparative Evaluation of the Shear Bond Strength of Three Different Hybrid Tooth-Colored Restorative Materials to Dentin: An In-Vitro Study” konulu çalışmada Cention N, zirconomer ve Vitremer gibi hibrit, diş renginde restoratif materyallerin dentinle olan kesme bağlanma dayanımlarını karşılaştırmak ve değerlendirmek amaçlanmıştır. Araştırma, her biri farklı renkli akrilik reçine bloklara ayrılan 45 insan alt birinci küçük azı dişi örneği üzerinde gerçekleştirilmiştir. Grup A (pembe bloklar) Cention N, grup B (beyaz bloklar) zirconomer, grup C (mor bloklar) ise Vitremer kullanılarak oluşturulmuştur. Kesme bağlanma gerilimi, evrensel Instron makinesi kullanılarak ölçülmüştür. Sonuçlar, üç grup arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olmadığını ve her grubun verilerinin normal dağılım gösterdiğini ortaya koymuştur. Bu durum, parametrik anlamlılık testleriyle ileri analizlerin yapılmasına olanak sağlamıştır. Sonuç olarak, hibrit cam iyonomer restoratif materyallerin kesme bağlanma dayanımının hem laboratuvar hem de canlı ortamlar üzerinde daha fazla araştırılması gerektiği vurgulanmaktadır.
Perspektif Diş Polikliniği olarak hastalarımız için son teknolojiyi kullanmanın yanı sıra en son yayınlanan bilimsel araştırmaların ışığında, diş hekimleri olarak bizler kendimizi güncel tutuyor ve hasta memnuniyeti için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz.
Ankara Çankaya Çukurambar bölgesinde hizmet veren Perspektif Diş Polikliniğine tüm soru ve görüşlerinizi iletebilir ve ayrıca Diş Taşı Temizliği, Bruksizm Tedavisi, 20 Yaş Diş Çekimi, Apikal Rezeksiyon, Gömülü Diş Çekimi, İmplant Tedavisi, Çocuk Diş Hekimliği, Diş Beyazlatma, Diş Eti Çekilmesi, Diş Eti Estetiği, Küretaj, Gülüş Tasarımı, İnley ve Onley Diş Restorasyonları, Porselen Lamina ve Zirkonyum Diş Kaplama konularında İletişim sayfamız üzerinden randevu alabilirsiniz.
Bu makale Perspektif Diş Polikliniği tarafından hazırlanmıştır.