1443. Cad. 1071 Plaza C Blok No: 25/7 Çankaya/Ankara

1443. Cad. 1071 Plaza C Blok No: 25/7 Çankaya/Ankara

İletişime Geçin

0312 419 66 50

Çalışma Saatleri

Pzt-Cmt: 9:00 - 18:00

Evde Diş Taşı Temizliği Nasıl Yapılır?

Diş taşı temizliği için doğal bir gargara olarak beyaz sirke kullanmak, diş taşlarını demineralize ederek veya yumuşatarak etkili bir şekilde mücadele edebilir. Bu yöntem, ılık su, beyaz sirke ve tuzdan oluşan bir karışımın her gün ağızda çalkalanmasını içerir. Plağın sertleşmiş bir formu olan tartar, sadece dişlerin görünümünü bozmakla kalmaz, aynı zamanda önemli diş sorunlarına da yol açabilir. Düzenli diş muayeneleri ağız sağlığını korumak için çok önemlidir, ancak tartar ve plağı azaltmak için ev stratejileri de vardır. Florürlü diş macunu ile diş fırçalamak, diş ipi kullanmak ve antiseptik gargara kullanmak temel adımlardır. Ayrıca, karbonat veya sirke çalkalama gibi doğal ilaçların kullanılması da diş hijyeni çabalarını destekleyebilir. Bu yaklaşımlar tartar oluşumunu önlemeyi ve profesyonel temizlikler arasında diş sağlığını korumayı amaçlamaktadır.

Evde tartar oluşumunu önlemek için beyaz sirke, kabartma tozu ve aloe vera gibi çeşitli doğal yöntemler kullanılabilir. Bu ilaçlar, tartar ve plağı azaltmak için bileşenlerinin antibakteriyel özelliklerinden yararlanır. Florürlü diş macunu ile günde iki kez diş fırçalamak, diş ipi kullanmak ve ağız gargarası kullanmak gibi düzenli diş hijyeni uygulamaları tartar oluşumunu önlemenin temel taşı olmaya devam etmektedir. Ek olarak, şeker ve nişasta alımını azaltmaya yönelik diyet düzenlemeleri plak oluşumunu daha da engelleyebilir. Bu evde bakım stratejileri etkili olsa da, tartarın giderilmesi ve genel ağız sağlığının sağlanması için profesyonel diş temizliği vazgeçilmezdir.

Evde Diş Taşı Temizliği Acıtır mı?

Diş taşı temizliği ve kök planyalama, diş eti hastalığı ve diş çürümesiyle mücadele için çok önemli tedavilerdir ve ağzın ulaşılması zor bölgelerinde gizlenen bakterileri hedef alır. Bu cerrahi olmayan prosedür, diş eti çizgisinin üstündeki ve altındaki plak ve tartarın çıkarılmasını içerir, diş etlerinin iyileşmesine yardımcı olur ve daha fazla hasarı önler. Yanlış anlamalara rağmen, diş hekimleri tarafından scaler ve küret gibi özel aletler kullanılarak gerçekleştirilen bu işlem, lokal anestezi yardımıyla minimum ağrılı olacak şekilde tasarlanmıştır ve ağız sağlığını etkili bir şekilde geri kazandırmayı amaçlar. Bu tedavinin gerekliliği, diş eti hastalığının ilerlemesini durdurma, ağız kokusu nedenlerini ortadan kaldırma ve diş köklerini koruma yeteneğinden kaynaklanmaktadır ve bu da onu diş sağlığını korumak için önemli bir önleyici tedbir haline getirmektedir.

Buna karşın, mağazalarda bulunan plak kazıyıcıları kullanarak evde kendi kendine diş taşı temizliği uygulaması hakkında yaygın bir yanlış inanış vardır. Diş eti dokusuna ve diş minesine zarar vermemek, enfeksiyonlara ve diğer diş sorunlarına yol açmamak için profesyonel uzmanlık gerektirdiğinden bu uygulama kesinlikle önerilmemektedir. Diş hijyenistleri, diş taşlarını zarar vermeden güvenli ve etkili bir şekilde temizlemek için kapsamlı bir eğitimden geçmektedir ve bu da diş temizliği için profesyonel bakım almanın önemini vurgulamaktadır. Evde diş aletlerinin yanlış kullanımı sadece fiziksel hasara yol açmakla kalmaz, aynı zamanda profesyonel diş taşı temizliği ve kök planyasının sunduğu kapsamlı temizliği sağlayamaz ve optimum ağız sağlığı için düzenli diş hekimi ziyaretlerinin gerekliliğinin altını çizer.

Diş Taşları Temizlenmezse Ne Olur?

Diş plağının 48 saat içinde dişlerden uzaklaştırılmaması, plağın sertleşerek tartara dönüşmesine yol açarak diş eti hastalığı için önemli bir risk oluşturabilir; bu da diş eti çekilmesi, çene kemiğinin bozulması ve nihayetinde profesyonel müdahale olmadan diş kaybıyla sonuçlanabilir. Diş taşı temizliği ve kök planlaması, diş hekimleri tarafından diş ve diş etlerindeki plak ve tartarı titizlikle temizleyerek bu tür ciddi sonuçları önlemek için önerilen prosedürlerdir. Bu tedavi, diş eti hastalığının ilerlemesini durdurmak ve ağız sağlığını korumak için gereklidir. Dahası, diş taşı temizliği yalnızca acil tehdidi ortadan kaldırmakla kalmaz, aynı zamanda diş etlerinin iyileşmesini de destekler, diş eti çizgisinin hem üstüne hem de altına uzanan kapsamlı bir temizlik sağlayarak ağız kokusunun temel nedenleriyle etkili bir şekilde mücadele eder ve diş köklerini daha fazla hasara karşı korur.

Öte yandan, özellikle temizlenmesi zor bölgelerde tartar birikimi, Colgate’in 12-19 yaş arası Amerikalıların önemli bir kısmının tedavi edilmemiş çürük dişlere sahip olduğu bulgusunda vurgulandığı gibi, mine çürümesine ve çürüklere yol açabilir. Plak ve tükürükten gelen minerallerin bir bileşimi olan tartar, dişlerin üzerinde kabuklu bir tabaka oluşturarak lekeleri çeker ve diş sağlığı sorunlarını daha da kötüleştirir. Sadece çirkin diş renklenmelerine yol açmakla kalmaz, aynı zamanda diş eti iltihabına ve derhal müdahale edilmediği takdirde diş eti hastalığının potansiyel olarak daha ciddi aşamalarına zemin hazırlar. Florürlü diş macunuyla düzenli fırçalama, diş ipi kullanma ve profesyonel diş temizliği yoluyla optimum ağız hijyenini sağlamak, tartar oluşumunu önlemek ve uzun vadeli diş ve genel sağlık sağlamak için çok önemlidir.

Diş Taşı ve Ağız Sağlığı İçin Evde Alınabilecek Önlemler

  • Beyaz sirke, ılık su ve tuz karışımı ile günlük gargara, diş taşlarını yumuşatarak azaltmaya yardımcı olur.
  • Florürlü diş macunu kullanarak günde iki kez diş fırçalamak, diş taşı oluşumunu önlemede kritik bir adımdır.
  • Şeker ve nişasta alımını azaltmak, plak oluşumunu azaltarak diş sağlığını destekler.
  • Kabartma tozu ve aloe vera gibi doğal malzemeler, antibakteriyel özellikleri sayesinde diş taşı birikimini engeller.
  • Profesyonel diş temizliği, diş eti sağlığını korumak ve ciddi diş sorunlarını önlemek için vazgeçilmezdir.

Diş Taşı Hakkında Son Bilimsel Yayınlar

Mart 2024’te International Journal of Paleopathology‘de yayımlanan “Periodontitis and alveolar resorption in human skeletal remains: The relationship between quantitative alveolar bone loss, occlusal wear, antemortem tooth loss, dental calculus and age at death in a low socioeconomic status, modern forensic human collection from Yucatan” başlıklı çalışma, Merida, Yucatan’daki 20. yüzyıl adli koleksiyonundan yaşları 28 ile 92 arasında değişen seksen bireyi analiz ederek, semento- mine birleşiminden alveolar tepeye olan mesafe ile periodontitis risk faktörleri arasındaki ilişkiyi araştırmıştır. Makroskopik değerlendirme ve bir sonda ile metrik analiz kullanılarak, bu mesafe ile özellikle kadınlarda ölüm öncesi diş kaybı ve kök taşı varlığı arasında pozitif bir korelasyon bulunmuştur. Ancak çalışma, bu ölçümün periodontitise neden olan patojenlerle doğrudan ilişkisi olmaması ve diş kaybının kök maruziyeti üzerindeki etkisi nedeniyle periodontitisin güvenilir bir göstergesi olmadığı sonucuna varmıştır. Bulgular, periodontitis teşhisinin yalnızca kantitatif analiz yoluyla yapılmasının yanıltıcı olabileceğini göstermekte ve iskelet kalıntılarında periodontitis teşhisinin doğru bir şekilde yapılabilmesi için kantitatif ve kalitatif yaklaşımların birlikte kullanılması gerektiğini vurgulamaktadır. Çalışmanın kısıtlamaları arasında, düşük sosyoekonomik geçmişe sahip bir nüfusa ve yeterince temsil edilmeyen bir kadın kohortuna odaklanılmasının yanı sıra, iskelet koleksiyonunun daha eski kalıntılara uygulanabilirliğini sınırlayabilecek modern yapısı yer almaktadır.

Ecology and Evolution dergisinde Şubat 2024’te yayımlanan “Microparticles from dental calculus disclose paleoenvironmental and palaeoecological records” başlıklı çalışma, La Sassa ve Pila arkeolojik alanlarından elde edilen antik diş taşlarının analizi yoluyla Bakır-Orta Tunç Çağı’nda Orta İtalya’daki tarih öncesi popülasyonlar tarafından bitki çeşitliliğini ve kullanımını incelemektedir. Nişasta, polen ve polen olmayan palinomorfların tespitini içeren çoklu vekil yaklaşımı, bu topluluklar tarafından kullanılan evcilleştirilmiş mahsuller ve yabani bitkiler hakkında içgörüler ortaya çıkararak, çevrelerinin, beslenme alışkanlıklarının, sağlıklarının ve sosyal alan kullanımlarının daha geniş bir şekilde anlaşılmasına katkıda bulunmuştur. Bulgular, C4 bitkilerinin tüketimini vurgulamış ve sıcak-ılıman bir iklime işaret eden bitki örtüsünü ortaya çıkararak eski insan habitatlarının ekolojik çerçevesine ve bitki biyoçeşitliliğine bir bakış sunmuştur. Bu araştırma, geçmiş ortamların ve beslenme uygulamalarının yeniden yapılandırılmasında diş taşı analizinin öneminin altını çizmektedir.

Perspektif Diş Kliniği olarak hastalarımız için son teknolojiyi kullanmanın yanı sıra en son yayınlanan bilimsel araştırmaların ışığında, diş hekimleri olarak bizler kendimizi güncel tutuyor ve hasta memnuniyeti için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz.

Ankara Çankaya Çukurambar bölgesinde hizmet veren Perspektif Diş Kliniği‘ne tüm soru ve görüşlerinizi iletebilir ve ayrıca Diş Taşı Temizliği, Bruksizm Tedavisi, 20 Yaş Diş Çekimi, Apikal Rezeksiyon, Gömülü Diş Çekimi, İmplant Tedavisi, Çocuk Diş Hekimliği, Diş Beyazlatma, Diş Eti Çekilmesi, Diş Eti Estetiği, Küretaj, Gülüş Tasarımı, İnley ve Onley Diş Restorasyonları, Porselen Lamina ve Zirkonyum Diş Kaplama konularında İletişim sayfamız üzerinden randevu alabilirsiniz.

Bu makale Perspektif Diş Kliniği tarafından hazırlanmıştır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir