1443. Cad. 1071 Plaza C Blok No: 25/7 Çankaya/Ankara

1443. Cad. 1071 Plaza C Blok No: 25/7 Çankaya/Ankara

İletişime Geçin

0312 419 66 50

Çalışma Saatleri

Pzt-Cmt: 9:00 - 18:00

Kompozit Dolgu Nedir?

Kompozit dolgular, diş çürüklerini, çatlakları veya kırıkları tedavi etmek için yaygın olarak kullanılan bir dolgu türüdür. Bu dolgular, kompozit reçine adı verilen bir malzemeden yapılır ve dişlerin doğal rengi ile uyum sağlar. Bu özellikleri sayesinde estetik açıdan avantajlıdırlar ve genellikle ön dişlerde kullanılırlar. Ancak, kompozit dolgular aynı zamanda arka dişlerde de kullanılabilir ve çiğneme fonksiyonunu güçlendirmede etkili olurlar.

Kompozit Dolgu Nasıl Yapılır?

Kompozit dolgu uygulama süreci oldukça basittir ve genellikle tek bir seansta tamamlanabilir. İşlem aşağıdaki adımları içerir:

  • Dişin Hazırlanması: İlk olarak, tedavi edilecek dişin çürük veya hasarlı kısmı temizlenir ve diş dolguya hazırlanır.
  • Anestezi: Eğer derin bir çürük varsa, lokal anestezi uygulanabilir.
  • Kompozit Uygulaması: Kompozit reçine katmanlar halinde dişe uygulanır. Her katman, özel bir mavi ışıkla sertleştirilir.
  • Şekillendirme ve Parlatma: Dolgu malzemesi sertleştikten sonra, dişin doğal yapısına uygun şekilde şekillendirilir ve parlatılır.

Kompozit Dolgu Tedavisinin Avantajları Nelerdir?

Kompozit dolguların birçok avantajı bulunmaktadır: Doğal Görünüm: Kompozit dolgular, dişlerin doğal rengi ile uyumlu olduğundan estetik açıdan üstündür. Dayanıklılık: Kompozit reçine dolgular, dişin yapısına bağlanarak güçlü ve dayanıklı bir yapı oluşturur. Minimal Müdahale: Kompozit dolgular, dişten daha az madde çıkarılmasını gerektirir, bu da dişin doğal yapısının daha fazla korunmasını sağlar. Çok Yönlülük: Kompozit dolgular, çürük tedavisinin yanı sıra diş şekillendirme, kırık diş onarımı ve diş boşluklarını kapatma gibi çeşitli estetik diş hekimliği işlemlerinde kullanılabilir.

Kompozit Dolgu Dezavantajları Nelerdir?

Kompozit dolguların bazı dezavantajları da vardır: Daha Uzun Süre: Kompozit dolgular, katman katman uygulandığı için daha fazla zaman alabilir. Renk Değişimi: Kompozit dolgular, kahve, çay veya sigara gibi maddelerle temas ettiğinde zamanla renk değiştirebilir. Daha Kısa Ömür: Kompozit dolgular, amalgam dolgulara kıyasla daha kısa ömürlü olabilir ve ortalama 5-10 yıl arasında dayanır.

Kompozit Dolgu Hangi Durumlarda Kullanılır?

Kompozit dolgular, aşağıdaki durumlarda tercih edilir:

  • Diş Çürükleri: Diş çürüklerinin tedavisinde en yaygın kullanılan dolgu türüdür.
  • Kırık veya Çatlak Dişler: Diş kırıkları veya çatlakları onarmak için kullanılır.
  • Estetik Düzeltmeler: Dişlerin rengini veya şeklini düzeltmek amacıyla kullanılır.
  • Diş Boşluklarını Kapatma: Dişler arasındaki boşlukları kapatmak için tercih edilir.

Kompozit Dolgu Renk Çeşitliliği Nasıldır?

Kompozit dolgular, dişlerin doğal rengi ile uyumlu olacak şekilde çeşitli renk tonlarında mevcuttur. Diş hekimleri, dolgunun doğal diş rengiyle uyumlu olmasını sağlamak için dolgu malzemesinin rengini dikkatle seçerler. Bu, kompozit dolguların estetik açıdan çekici olmasını sağlar.

Kompozit Dolgunun Ömrü Ne Kadardır?

Kompozit dolguların ömrü, birkaç faktöre bağlı olarak değişir: Dolguların Kullanım Yeri: Arka dişlerdeki kompozit dolgular, ön dişlerdeki dolgulara göre daha fazla aşınmaya maruz kalabilir. Oral Hijyen: İyi bir ağız hijyeni, dolguların ömrünü uzatır. Diş Sıkma ve Gıcırdatma: Diş sıkma ve gıcırdatma alışkanlıkları, dolguların ömrünü kısaltabilir.

Ortalama olarak, kompozit dolgular 5-10 yıl arasında dayanabilir.

Amalgam Dolgu ile Kompozit Dolgu Arasındaki Fark Nedir?

Amalgam dolgular ve kompozit dolgular arasında birkaç önemli fark vardır:

  • Görünüm: Amalgam dolgular metalik bir görünüme sahipken, kompozit dolgular diş renginde olduğundan daha estetiktir.
  • Malzeme: Amalgam dolgular cıva, gümüş, bakır ve kalay gibi metallerden yapılırken, kompozit dolgular plastik reçine ve cam parçacıklarından yapılır.
  • Dayanıklılık: Amalgam dolgular genellikle daha dayanıklıdır ve daha uzun süre dayanır, ancak kompozit dolgular daha estetik ve diş yapısına daha az zarar verir.

Kompozit Dolgu Sonrası Yapılması Gerekenler Nelerdir?

Kompozit dolgu sonrasında dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktalar vardır: Diş Hassasiyeti: İlk birkaç hafta boyunca soğuk ve sıcak yiyeceklere karşı hassasiyet olabilir. Diş Hijyeni: Düzenli diş fırçalama ve diş ipi kullanımı, dolguların ömrünü uzatır. Düzenli Diş Hekimi Kontrolleri: Dolguların durumu ve genel ağız sağlığı için düzenli olarak diş hekimine gitmek önemlidir.

Kompozit Dolgu Tedavisinde Dikkat Edilmesi Gerekenler:

  • Kompozit dolgular, dişlerin doğal rengiyle uyumlu olup estetik açıdan üstündür.
  • Dolgu işlemi tek bir seansta tamamlanabilir ve genellikle ağrısızdır.
  • Kompozit dolgular, daha az diş yapısı çıkarılmasını gerektirir ve bu da dişin doğal yapısının korunmasına yardımcı olur.
  • Renk değişimini önlemek için kahve, çay ve sigara tüketimi sınırlandırılmalıdır.
  • Düzenli diş kontrolleri, dolguların ömrünü uzatır ve olası sorunları erken tespit etmeye yardımcı olur.

Kompozit dolgular, hem estetik hem de fonksiyonel açıdan birçok avantaj sunar. Doğru uygulama ve düzenli bakım ile uzun yıllar boyunca sağlıklı ve güzel bir gülümsemeye sahip olmanızı sağlar.

Kompozit Dolgu Fiyatları Ankara

Ankara’da Kompozit dolgu fiyatları, diş hekimi deneyimine ve kliniğin konumuna bağlı olarak değişir. Sizler için en uygun işlemi belirlemek ve bilgi almak için Perspektif Ağız ve Diş Polikliniğimize davetlisiniz. Kompozit dolgu tedavisi hakkında  İletişim sayfamız üzerinden randevu alabilirsiniz.

Kompozit Dolgu ile İlgili Bilimsel Yayınlar

Dent Mater dergisinde Haziran 2024 tarihinde yayımlanan  “Performance of low shrinkage Bis-EFMA based bulk-fill dental resin composites” adlı çalışmada yeni Bis-EFMA bazlı bulk-fill kompozitlerin performansını, yaygın olarak kullanılan metakrilat bazlı kompozitler ve ticari dental kompozitlerle karşılaştırma amaçlanmıştır. Bis-EFMA monomeri sentezlendi ve yeni Bis-EFMA bazlı bulk-fill kompozitler hazırlanmış, reçine kompozit örnekleri, biyouyumluluğu test etmek için insan gingival epitel hücreleri ve insan dental pulpa kök hücreleri ile birlikte kültürlenmiştir. Bis-EFMA grubu ile insan gingival epitel hücreleri ve insan dental pulpa kök hücreleri arasındaki doğrudan temas, hücre büyüme yoğunluğu ve morfolojisinde önemli değişikliklere neden olmamış, bu da Bis-EFMA grubunun iyi biyouyumluluğunu göstermiştir (p > 0.05). Kesitsel mikro sertlik sonuçları, Bis-EFMA grubunun en yüksek mikro sertliğe sahip olduğunu göstermiş olup sürtünme ve aşınma testinden sonra, Bis-EFMA grubunun hacim aşınması minimal olduğundan, bu da iyi aşınma direnci ve mekanik güçlülüğünü gösteriyordu. Tüm reçine gruplarındaki renk değişiklikleri, 28 günlük daldırma sonrasında klinik olarak kabul edilebilir aralıkta kalmıştır. Sonuç olarak, Bis-EFMA’nın eklenmesi, mükemmel biyouyumluluk, kenar adaptasyonu ve renk stabilitesi ile birlikte tercih edilen mekanik güç, sürtünme ve aşınma direnci sağlamıştır. Bis-EFMA bazlı bulk-fill kompozitler, ticari dental kompozit uygulamalarında bulk dolgu malzemesi olarak kullanılma potansiyeline sahiptir.

Am J Dent dergisinde Haziran 2024 tarihinde yayımlanan “ Modeler liquids: Effect on the cohesive strength, color and staining resistance of stratified resin composite restorations” adlı çalışmanın amacı, reçine kompozit katmanları arasında ve üst yüzey tabakasında kullanılan dolgusuz ve dolgulu modeler sıvıların, kohesif dayanım ve renk stabilitesi üzerindeki etkilerini değerlendirmektir. Kohesif dayanım testi için (n=10), 30 silindirik numune, 2 mm’lik artışlarla Teflon kalıba (6×2 mm) yerleştirilmiş, ilk olarak dentin rengi reçine kompoziti (Empress Direct) konulmuştur. Ardından gövde rengi (Filtek Z350 XT) ve mine rengi (Estelite Omega) kompozitler yerleştirilmiş, her artıştan önce dolgusuz (Signum Liquid) veya dolgulu (Modeling Resin) modeler sıvı uygulanmıştır.  Renk testi için diğer 30 numune, 6×6 mm çapında hazırlanan örneklerle yapılıp renk spektrofotometre ile CIEL*a*b* sistemi kullanılarak ölçülmüştür. Veriler ANOVA, Kruskal-Wallis testi veya Mann-Whitney testi (α= 5%) ile analiz edilmiştir. Modeler sıvılar, kohesif dayanımı anlamlı derecede artırmış (P= 0.008) ve ΔEab (P= 0.003) ve ΔE₀₀ (P= 0.005) değerleri, modeler sıvı uygulanan gruplarda önemli ölçüde daha düşük değişim göstermiştir. Dolgusuz ve dolgulu modeler sıvılar arasında önemli bir fark bulunmamıştır. Sonuç olarak modeler sıvılar, katmanlı restorasyonların arayüz dayanımını artırmanın yanı sıra lekelenmeyi de minimize etmiştir. Bu bulgular, klinik uygulamalar için önemli bir katkı sağlamaktadır.

Perspektif Diş Polikliniği olarak hastalarımız için son teknolojiyi kullanmanın yanı sıra en son yayınlanan bilimsel araştırmaların ışığında, diş hekimleri olarak bizler kendimizi güncel tutuyor ve hasta memnuniyeti için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz.

Ankara Çankaya Çukurambar bölgesinde hizmet veren Perspektif Diş Polikliniğine tüm soru ve görüşlerinizi iletebilir ve ayrıca Diş Taşı Temizliği, Bruksizm Tedavisi, 20 Yaş Diş Çekimi, Apikal Rezeksiyon, Gömülü Diş Çekimi, İmplant Tedavisi, Çocuk Diş Hekimliği, Diş Beyazlatma, Diş Eti Çekilmesi, Diş Eti Estetiği, Küretaj, Gülüş Tasarımı, İnley ve Onley Diş Restorasyonları, Porselen Lamina ve Zirkonyum Diş Kaplama konularında İletişim sayfamız üzerinden randevu alabilirsiniz.

Bu makale Perspektif Diş Polikliniği tarafından hazırlanmıştır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir