1443. Cad. 1071 Plaza C Blok No: 25/7 Çankaya/Ankara

1443. Cad. 1071 Plaza C Blok No: 25/7 Çankaya/Ankara

İletişime Geçin

0312 419 66 50

Çalışma Saatleri

Pzt-Cmt: 9:00 - 18:00

Kıllı Dil Hastalığı Nedir?

Kıllı dil hastalığı (lingua villosa), dil üzerinde keratin birikimi sonucu papilla adı verilen minik çıkıntıların normalden uzun süre dökülmeyip uzamasıyla meydana gelen bir durumdur. Bu hastalık genellikle zararsızdır ve genellikle ağız hijyeninin ihmal edilmesi sonucunda ortaya çıkar. Dil, siyah, kahverengi, yeşil gibi farklı renklerde görünebilir ve kıllı gibi bir görünüm alır. Her ne kadar korkutucu görünse de genellikle ciddi bir sağlık sorunu değildir. Kıllı dil hastalığına neden olan etkenler, belirtileri, vitamin eksikliği ile olan ilişkisi, tedavi yöntemleri ve tedavi sonrası dikkat edilmesi gerekenler aşağıda detaylı olarak açıklanmaktadır.

Kıllı Dil Hastalığı Neden Olur?

Kıllı dil hastalığı, ağız içindeki bakterilerin veya mantarların aşırı çoğalması sonucu oluşur. Normalde, dil yüzeyindeki papilla hücreleri düzenli olarak dökülerek yenilenir. Ancak bu süreç sekteye uğradığında, papilla hücreleri uzar ve tıpkı kıl gibi bir görünüm alır. Kıllı dilin siyah görünmesinin nedeni, genellikle dil yüzeyinde biriken yiyecek artıkları, içeceklerin boyası ve bakterilerin kendilerinin pigment üretmesidir.

Bazı alışkanlıklar ve durumlar bu hastalığa zemin hazırlayabilir. Bunlar arasında: Zayıf ağız hijyeni: Yetersiz fırçalama ve dil temizliği. Sigara içme: Tütün ürünleri kullanımı, papilla hücrelerinin normal döngüsünü bozar. Fazla kahve ve çay tüketimi: Bu içeceklerin renk pigmentleri dil üzerinde birikerek kıllı görünüme yol açabilir. Antibiyotik kullanımı: Antibiyotikler ağız içindeki doğal bakteri dengesini bozarak dilde bakteriyel birikime neden olabilir. Susuz kalma: Yetersiz su tüketimi dilin kendini temizleme işlevini bozar. Ağız kuruluğu: Salya üretiminin yetersiz olması, dilin doğal temizleme mekanizmasını engeller.

Kıllı Dil Hastalığı Belirtileri Nelerdir?

Kıllı dil hastalığının en belirgin belirtisi dilin siyah, kahverengi veya sarı gibi koyu renklere dönüşmesi ve kıllı bir görünüm almasıdır. Ancak bu görünüm dışında birçok hastada başka belirgin bir semptom görülmez. Fakat, bazı durumlarda şu belirtiler de yaşanabilir:

  • Yanma hissi: Özellikle mantar enfeksiyonuna bağlı olarak dilde yanma olabilir.
  • Ağız kokusu: Papilla hücrelerinde biriken bakteriler, kötü ağız kokusuna neden olabilir.
  • Metal tadı: Ağızdaki bakteri birikimi sonucu ağızda metalik bir tat oluşabilir.
  • Boğaza takılma hissi: Uzayan papilla hücreleri, yutkunma sırasında boğazda takılma hissi yaratabilir.
  • Ağızda tiklenme: Papillaların büyümesi ve uzaması, damakta veya dilin arka kısmında gıdıklanma hissi oluşturabilir.

Hangi Vitamin Eksikliği Kıllı Dile Neden Olur?

Kıllı dil hastalığının ortaya çıkmasında en çok B vitamini eksikliği rol oynar. Özellikle B12 ve folik asit (B9) eksiklikleri, dilin normal yapısını etkileyerek papilla hücrelerinin büyümesine ve uzamasına neden olabilir. Bu vitaminlerin eksikliği sadece kıllı dile değil, aynı zamanda dilin genel sağlığına zarar verebilir ve dilde hassasiyet, renk değişimi gibi başka sorunlara da yol açabilir.

Kıllı Dil Hastalığı Nasıl Tedavi Edilir?

Kıllı dil hastalığının tedavisinde ilk adım, iyi ağız hijyeni sağlamaktır. Dilin yumuşak bir diş fırçası veya dil temizleyici ile düzenli olarak temizlenmesi önemlidir. Ağız hijyenini iyileştirmek, papilla hücrelerinin dökülmesini hızlandırır ve bakterilerin birikmesini engeller. Bunun yanı sıra, aşağıdaki adımlar da tedavi sürecine dahil edilebilir:

Bol su içmek: Yeterli su tüketimi ağız içinde salya üretimini artırarak dilin doğal temizlenmesine yardımcı olur.
Sigarayı bırakmak: Sigara kullanımı dil üzerindeki papilla hücrelerinin sağlıklı bir şekilde yenilenmesini engellediğinden sigara kullanımının durdurulması önemlidir.
Kaba yiyecekler tüketmek: Lifli ve sert yapılı yiyecekler, dil yüzeyinde doğal bir temizleme etkisi yapar.
Antibiyotik veya antifungal ilaçlar: Eğer kıllı dil, bakteriyel veya mantar enfeksiyonuna bağlı olarak geliştiyse, doktorlar antibiyotik ya da antifungal ilaçlar reçete edebilir.
Ağız hijyen ürünleri: Hidrojen peroksit içeren ağız gargaraları kullanılabilir, ancak uzun süreli kullanımda ağızda tahrişe neden olabileceğinden dikkatli olunmalıdır.

Eğer bu önlemler hastalığı iyileştirmekte yeterli olmazsa, papilla hücrelerinin lazer veya elektrokoter ile kesilmesi gibi cerrahi yöntemlere başvurulabilir. Sonuç olarak, kıllı dil hastalığı genellikle ciddi sağlık sorunlarına yol açmaz, ancak yaşam kalitesini etkileyebilir. Doğru ağız hijyeni ve bazı yaşam tarzı değişiklikleri ile bu durum kolayca tedavi edilebilir ve önlenebilir.

Kıllı Dil Hastalığı ile İlgili Bilimsel Yayınlar

Cureus dergisinde Mayıs 2024 tarihinde yayımlanan “A Case Report of Black Hairy Tongue (Melanotrichia Linguae or Lingua Pilosa Nigra)” konulu çalışmada, siyah kıllı dil gelişen bir yetişkin hastanın vakası sunulmuştur. Siyah kıllı dil, benign bir durum olup genellikle fungal enfeksiyonlar ve ilaç reaksiyonlarıyla ilişkilidir. Hastada, 10 gün süresince ceftriaxone ve pantoprazole kullanımı sonrasında siyah kıllı dil gelişmiştir. Fungal enfeksiyon etkeni belirlenememiş ve ilaçların değiştirilmesiyle iyileşme sağlanmıştır. Ceftriaxone, trimetoprim/sülfametoksazol ile değiştirilmiş, pantoprazole ise tamamen kesilmiştir. Tedavi sonrası dildeki siyah lezyon birkaç gün içinde gerilemiştir. Bu vaka, klinisyenlerin özellikle antibiyotik kullanımına bağlı yan etkilere dikkat etmesi gerektiğini vurgulamaktadır.

Cureus dergisinde Nisan 2024 tarihinde yayımlanan “Two Cases of Children With Black Hairy Tongue and Tooth Discoloration Caused by Antibacterial Agents” adlı çalışmanın amacı, iki nadir siyah tüylü dil (Black Hairy Tongue – BHT) ve diş renginde değişim vakasını sunmaktır. İlk vakada, dört yaşındaki bir kız çocuğu spinal cerrahi sonrası intravenöz linezolid tedavisi almış ve tedavinin sekizinci gününde BHT gelişmiştir. İkinci vakada ise, iki yaşındaki erkek bir hasta beyin apsesi nedeniyle meropenem ve vankomisin tedavisi almış ve tedavinin dördüncü gününde BHT gözlenmiştir. Her iki vakada da tedavi süreci tamamlandıktan sonra belirtiler düzelmiştir. Bu bulgular, antibiyotiklerin nadir yan etkileri konusunda farkındalık oluşturulmasını gerektirmektedir.

Ankara’da En İyi Diş Kliniği 

Diş hekimi seçerken dikkat edilmesi gerekenler, sağlıklı bir ağız ve diş sağlığı için oldukça önemlidir. Güvenilir kaynaklardan öneriler almak, hasta yorumlarını okumak, diş hekiminizin eğitim ve deneyimlerini sorgulamak, hijyen standartlarına dikkat etmek ve açık iletişim kurmak, doğru diş hekimini bulmanızda size yardımcı olacaktır. Unutmayın, diş hekiminizle kuracağınız sağlam bir ilişki, ağız ve diş sağlığınız için uzun vadede büyük faydalar sağlayacaktır. Perspektif Diş Polikliniğimizde tedavi gören hastaların yorumlarına buradan göz atabilirsiniz.

Açık iletişim, yüksek mesleki deneyimimiz, temizlik ve hijyene uygun fiziki olanaklarımız ile Perspektif Diş Polikliniği olarak hastalarımız için son teknolojiyi kullanmanın yanı sıra en son yayınlanan bilimsel araştırmaların ışığında, diş hekimleri olarak bizler kendimizi güncel tutuyor ve hasta memnuniyeti için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz. Ankara Çankaya Çukurambar bölgesinde hizmet veren Perspektif Diş Polikliniğine tüm soru ve görüşlerinizi iletebilir ve ayrıca Diş Taşı Temizliği, Bruksizm Tedavisi, 20 Yaş Diş Çekimi, Apikal Rezeksiyon, Gömülü Diş Çekimi, İmplant Tedavisi, Çocuk Diş Hekimliği, Diş Beyazlatma, Diş Eti Çekilmesi, Diş Eti Estetiği, Küretaj, Gülüş Tasarımı, İnley ve Onley Diş Restorasyonları, Porselen Lamina ve Zirkonyum Diş Kaplama konularında İletişim sayfamız üzerinden randevu alabilirsiniz.

Bu makale Perspektif Diş Polikliniği tarafından hazırlanmıştır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir