1443. Cad. 1071 Plaza C Blok No: 25/7 Çankaya/Ankara

1443. Cad. 1071 Plaza C Blok No: 25/7 Çankaya/Ankara

İletişime Geçin

0312 419 66 50

Çalışma Saatleri

Pzt-Cmt: 9:00 - 18:00

Kanal Tedavisi Ne Kadar Sürer?

Kanal tedavisi, sinir ve kan damarlarını içeren diş özünün enfekte olması veya hasar görmesi durumunda gerekli olan önemli bir diş tedavisidir. Prosedürün süresi, vakanın karmaşıklığına ve ilgili dişe bağlı olarak değişir. Tipik olarak, tek kanallı bir dişte basit bir kök kanalı 30 ila 60 dakika içinde tamamlanabilir. Ancak, azı dişleri gibi birden fazla kanalı olan dişlerde, her bir kanalın temizlenmesi ve doldurulması için gereken karmaşık çalışma nedeniyle 90 dakika veya daha fazla süre gerekebilir.

Bir kök kanalının tüm süreci genellikle diş hekimine bir veya iki ziyareti içerir. İlk aşama, bölgenin lokal anestezi ile uyuşturulmasını, çürüğün giderilmesini ve dişin içinin iyice temizlenmesini içerir. Diş ciddi şekilde enfekte olmuşsa, kalan bakterileri temizlemek için dişin içine ilaç yerleştirmek gibi ek adımlar gerekli olabilir ve bu da tedavi süresini uzatabilir. Sonraki ziyaretler daha fazla temizlik, kanalların şekillendirilmesi ve son olarak dişin işlevini ve görünümünü eski haline getirmek için bir dolgu veya kuron ile kapatılmasına odaklanır. Bazı durumlarda, özellikle de önemli enfeksiyonlar veya karmaşık kök sistemleri söz konusu olduğunda, enfeksiyonun tamamen ortadan kaldırılması ve dişin düzgün bir şekilde iyileşmesini sağlamak için tedavi ikiden fazla ziyaret gerektirebilir.

Kanal Tedavisi Ne Zaman İyileşir?

Kanal tedavisinden sonra iyileşme genellikle birkaç gün ile bir hafta arasında sürer ve çoğu hasta işlemden sonraki ilk iki hafta içinde rahatsızlığında önemli bir azalma yaşar. İyileşme sürecinin süresi, başlangıçtaki enfeksiyonun ciddiyetine, ilgili dişe ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişebilir. Bu süre zarfında, bir dereceye kadar hassasiyet ve hafif şişlikle karşılaşmak yaygındır, ancak bu semptomlar genellikle reçetesiz satılan ağrı kesicilerle yönetilebilir. Diş hekiminiz tarafından sağlanan bakım sonrası talimatlara uygun şekilde uyulması, tedavi edilen bölgenin komplikasyon olmadan etkili bir şekilde iyileşmesini sağlayarak sorunsuz ve hızlı bir iyileşmeye büyük ölçüde yardımcı olabilir.

Hastaların kök kanalından sonra iyileşmelerini takip etmeleri ve herhangi bir kalıcı ağrı veya olağandışı belirtiyi not etmeleri çok önemlidir. Şiddetli rahatsızlık, ağız çevresinde gözle görülür şişlik veya düzensiz ısırma ya da alerjik reaksiyon belirtileri gibi semptomlar yaşarsanız, derhal diş hekiminizle iletişime geçmeniz çok önemlidir. Bunlar daha ileri bir müdahaleye ihtiyaç duyulduğunu gösterebilir. Daha hızlı bir iyileşmeyi kolaylaştırmak için hastalara uyuşukluk geçene kadar sıcak içeceklerden kaçınmaları, sert veya baharatlı yiyecekler yemekten kaçınmaları ve tedavi edilen dişin ters tarafını çiğnemeleri tavsiye edilir. Bu yönergelere uymak, etkilenen bölgedeki stresi en aza indirmeye yardımcı olacak, iyileşmeyi destekleyecek ve normal aktivitelere hemen dönmenizi sağlayacaktır.

Kanal Tedavili Diş Ağrır mı?

Kök kanalı, enfeksiyon veya çürüme nedeniyle dişin iç kısımlarıyla ilgili sorunları tedavi etmek için tasarlanmış önemli bir diş prosedürüdür. İşlem, enfekte veya iltihaplı pulpanın dişin içinden çıkarılmasını, bölgenin temizlenmesini ve dezenfekte edilmesini ve ardından doldurulup kapatılmasını içerir. Tipik olarak, bir kök kanalının süresi enfeksiyonun şiddeti ve etkilenen diş gibi faktörlere bağlı olarak değişir, ancak genellikle bir ila iki saat içinde tamamlanabilir.

Kök kanalından iyileşme nispeten basittir ve çoğu insan genellikle reçetesiz satılan ağrı kesicilerle yönetilebilen küçük bir rahatsızlık yaşar. Rahatsızlık genellikle sıcaklığa karşı hassasiyeti ve hafif şişliği içerir ancak tipik olarak birkaç gün içinde azalır. Hastaların sorunsuz bir iyileşme sağlamak ve enfeksiyon veya uzun süreli ağrı gibi komplikasyonlardan kaçınmak için diş hekimlerinin işlem sonrası bakım talimatlarını takip etmeleri çok önemlidir. İşlem sonrası şiddetli veya kalıcı ağrı yaşayanların daha ileri değerlendirme için diş hekimine gitmeleri tavsiye edilir.

Kök Kanal Tedavisi Sonrası İyileşme Süreci ve Öneriler

  • Kök kanal tedavisi, dişin iç kısmındaki enfekte ya da iltihaplanmış pulpayı çıkarmak, bölgeyi temizlemek ve doldurarak kapatmak için yapılır.
  • Tedavi genellikle bir ila iki saat arasında sürer; ancak, enfeksiyonun ciddiyeti ve etkilenen dişin durumuna bağlı olarak bu süre değişebilir.
  • Çoğu hasta, tedavi sonrası birkaç gün içinde rahatsızlık hissedebilir, bu genellikle hafif derecede ağrı ve hassasiyet şeklindedir.
  • Hastaların iyileşme sürecini hızlandırmak için diş hekiminin verdiği talimatlara uymaları, ağrı kesiciler kullanmaları ve ağız hijyenine dikkat etmeleri önerilir.
  • İyileşme süreci sırasında şiddetli ağrı, anormal şişlik veya alerjik reaksiyon gibi belirtiler gözlenirse, derhal diş hekimine başvurulmalıdır.

Kanal Tedavisi Hakkında Son Bilimsel Yayınlar

Libyan Journal of Medicine‘de 2024’te “Radiographic evaluation of teeth with pulp stones and pulp canal obliteration: characteristics, and associations with dental parameters” başlığıyla yayımlanan çalışmaya göre: Eylül 2022 – Mayıs 2023 tarihleri arasında Kral Abdülaziz Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde yürütülen bu kesitsel gözlemsel çalışmada, 101 hastaya ait 402 dişte pulpa taşlarının (PS) ve pulpa kanal obliterasyonunun (PCO) özelliklerinin radyografik olarak değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Kalibre edilmiş iki diş hekimi tarafından analiz edilen periapikal ve bitewing radyografiler kullanılarak, bu pulpa kalsifikasyonları ile çürük, restorasyonlar, periodontal durum ve hasta yaşı dahil olmak üzere çeşitli dental parametreler arasındaki ilişkiler araştırılmıştır. Sonuçlar PS’nin ağırlıklı olarak azı dişlerinde bulunduğunu ve 20-30 yaş grubunda daha yaygın olduğunu, PCO’nun ise 40 yaş üstü bireylerde daha yaygın olduğunu göstermiştir. Çürük, kalsifikasyon tipiyle anlamlı şekilde ilişkiliyken restorasyonlar ilişkili değildi. Özellikle, PS veya PCO’lu dişler genellikle sağlıklı periodonsiyum sergilerken, PCO’lu dişlerin %40’ında periapikal değişiklikler görülmüştür ve bu oran PS’li dişlerden anlamlı derecede daha fazladır. Çalışma, pulpa kalsifikasyonları ile diş sağlığı değişkenleri arasında önemli korelasyonlar olduğunu vurgulamakta ve bunların epidemiyolojisi ve etiyolojisi hakkında önemli bilgiler sunmaktadır.

Journal of Dentistry‘de 2024’ün ilk aylarında “Lipopeptide biosurfactant as a potential root canal irrigation agent: Antimicrobial and anti-biofilm evaluation” başlığıyla yayımlanan çalışma, Enterococcus faecalis’e karşı antimikrobiyal ve anti-biyofilm özellikleri nedeniyle Bacillus clausii’den türetilen Lipopeptid Biyosürfaktan’ın (LB) potansiyel bir kök kanal irrigasyon solüsyonu olarak kullanımını araştırmaktadır. LB’nin hem tek başına uygulamada hem de sodyum hipoklorit (NaOCl) ile kombine edildiğinde etkinliği değerlendirilmiştir. Sonuçlar LB’nin 500 ppm konsantrasyonda %2,5 NaOCl kadar etkili olduğunu, biyofilmi yaklaşık %53 oranında azalttığını ve dentin yüzeylerinde yaklaşık %61 oranında yok ettiğini göstermiştir. NaOCl uygulamasından önce LB ile ön sulama yapılması biyofilm biyokütlesini daha da azaltmış ve LB’nin kök kanal tedavilerinde etkili, çevre dostu bir alternatif veya yardımcı olarak kullanılabileceğini düşündürmüştür.

Yine Journal of Dentistry‘de 2024’ün ilk aylarında yayımlanan “The influence of laser-activated irrigation on post-operative pain following root canal treatment: A systematic review” başlıklı çalışma, kök kanal tedavisi gören yetişkinlerde endodonti sonrası ağrıyı (PEP) değerlendirmeyi ve lazerle aktive edilen irrigasyon (LAI) ile geleneksel iğne irrigasyonunun (CNI) etkilerini karşılaştırmayı amaçlamıştır. Medline ve PubMed gibi veri tabanlarını kullanan araştırmacılar, LAI kullanımını takiben PEP’i değerlendiren randomize klinik çalışmaları analiz etti. 793 makaleden altısı dahil edilme kriterlerini karşıladı ancak önemli metodolojik farklılıklar gösterdi ve bu da niceliksel bir sentezden ziyade niteliksel bir senteze yol açtı. Bulgular, diyot LAI’nin tedavi sonrası 6-48 saat içinde ağrıyı azaltmada CNI’den daha etkili olduğunu göstermiştir. Bununla birlikte, farklı LAI tekniklerinin etkinliği farklılık göstermiş, LAI ve CNI grupları arasında analjezi kullanımı açısından anlamlı bir fark bulunmamıştır. Çalışma, LAI’nin tedaviden kısa bir süre sonra PEP’i azaltma potansiyelini vurgulamakta ve bu bulguları daha da netleştirmek için daha standartlaştırılmış araştırmalar yapılması çağrısında bulunmaktadır.

Perspektif Diş Kliniği olarak hastalarımız için son teknolojiyi kullanmanın yanı sıra en son yayınlanan bilimsel araştırmaların ışığında, diş hekimleri olarak bizler kendimizi güncel tutuyor ve hasta memnuniyeti için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz.

Ankara Çankaya Çukurambar bölgesinde hizmet veren Perspektif Diş Kliniği‘ne tüm soru ve görüşlerinizi iletebilir ve ayrıca Diş Taşı Temizliği, Bruksizm Tedavisi, 20 Yaş Diş Çekimi, Apikal Rezeksiyon, Gömülü Diş Çekimi, İmplant Tedavisi, Çocuk Diş Hekimliği, Diş Beyazlatma, Diş Eti Çekilmesi, Diş Eti Estetiği, Küretaj, Gülüş Tasarımı, İnley ve Onley Diş Restorasyonları, Porselen Lamina ve Zirkonyum Diş Kaplama konularında İletişim sayfamız üzerinden randevu alabilirsiniz.

Bu makale Perspektif Diş Kliniği tarafından hazırlanmıştır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir