Diş hekimliğinde, ağız sağlığını korumak ve estetik açıdan daha parlak bir gülümsemeye sahip olmak için çeşitli yöntemler kullanılmaktadır. Son yıllarda bu yöntemlerden biri olarak öne çıkan Airflow uygulaması, hem diş temizliği hem de diş eti sağlığını koruma açısından modern bir yaklaşım sunmaktadır. Bu yazıda, Airflow uygulamasının ne amaçla yapıldığını, kimlere uygun olduğunu, acı verip vermediğini ve dişe zarar verip vermediğini detaylı şekilde inceleyeceğiz.
Airflow Uygulaması Neden Yapılır?
Airflow, diş yüzeylerinde biriken plak, biyofilm ve lekeleri temizlemek için uygulanan bir yöntemdir. Su, hava ve ince toz partiküllerinin yüksek basınçla birlikte diş yüzeylerine püskürtülmesiyle gerçekleşir. Dişlerin üzerindeki kahve, çay, tütün gibi maddelerin bıraktığı lekeleri ortadan kaldırmakta oldukça etkilidir. Aynı zamanda, diş etleri çevresinde biriken bakteriyel biyofilmi uzaklaştırarak diş eti hastalıklarını önlemeye yardımcı olur.
Bakteriler, diş yüzeylerinde plak oluşturarak biyofilm adı verilen bir yapıya dönüşür. Bu yapının etkili bir şekilde temizlenmesi diş sağlığının korunması için kritik öneme sahiptir. Airflow, biyofilmin mekanik olarak temizlenmesini sağlayan bir yöntem olduğu için periodontal hastalıkların önlenmesinde önemli bir rol oynar.
Airflow Uygulaması Kimler İçin Uygundur?
Airflow uygulaması, diş temizliğine ve estetik görünüme önem veren herkes için uygun bir seçenektir. Özellikle sigara, kahve, kırmızı şarap gibi lekelenmelere neden olan maddeleri sık tüketen bireyler bu yöntemi tercih edebilir. Ayrıca, ortodontik tedavi görenler ve dental implant kullananlar için de ideal bir yöntemdir. Bu tedavi gruplarında, braketler, teller ve implant çevresinin temizlenmesi daha zor olabilir. Airflow, bu bölgelerde etkili temizlik sağlayarak hijyeni korumaya yardımcı olur.
- Diş eti hastalıkları riski taşıyanlar: Biyofilm ve plak birikimi, diş eti hastalıklarına neden olabilecek en önemli faktörlerdir. Bu yüzden diş eti sağlığını korumak isteyen bireyler düzenli olarak Airflow tedavisini tercih edebilir.
- Ortodontik tedavi görenler: Braket ve tellerin bulunduğu bölgelerin temizliği zordur. Airflow, bu zor erişilen alanlarda da etkili temizlik yapabilir.
- Dental implant kullanıcıları: Geleneksel temizlik yöntemlerinin aksine, Airflow uygulaması implantlara zarar vermez ve implant çevresinde hassas temizlik sağlar.
Airflow Uygulaması Acı Verir Mi?
Airflow uygulaması genellikle acı ya da rahatsızlık vermeyen bir yöntemdir. Su, hava ve ince toz partiküllerinin nazik bir şekilde diş yüzeyine püskürtülmesiyle yapılan bu işlem, çoğu hasta için oldukça konforludur. Geleneksel diş temizleme yöntemlerinde metal aletlerle diş yüzeyine müdahale edilirken, Airflow’da dişle doğrudan temas eden bir cihaz bulunmaz. Bu nedenle, diş hassasiyeti olan kişiler bile bu uygulamayı rahatlıkla tercih edebilirler.
Uygulama sırasında kullanılan suyun ısıtılması, dişlerin soğuk hassasiyetini de önler ve işlem sırasında rahatsızlık yaşanmaz. Özellikle hassas diş yapısına sahip olan kişiler, bu yöntemi daha rahat ve ağrısız bir seçenek olarak görebilirler.
Airflow Uygulaması Dişe Zarar Verir Mi?
Airflow uygulaması, dişlere zarar vermeyen bir temizlik yöntemidir. Kullanılan ince toz partikülleri (örneğin eritritol veya glisin), diş yüzeyine zarar vermeyecek kadar yumuşaktır. Bu sayede diş minesine veya diş etlerine herhangi bir aşındırma yapmadan, diş yüzeyindeki plakları ve lekeleri temizler. Ayrıca, bu yöntem diş implantlarına zarar vermez, hatta implantların çevresinin güvenli bir şekilde temizlenmesini sağlar.
Airflow, sert tartar temizliği için yetersiz olabilir, bu nedenle ciddi tartar birikimlerinde bu yöntemin öncesinde farklı bir temizlik yapılması gerekebilir. Ancak Airflow, düzenli olarak kullanıldığında, biyofilm ve plak birikimini önleyerek tartar oluşumunu da azaltır.
Airflow Uygulamasının Faydaları Nelerdir?
Airflow uygulaması, hem estetik hem de sağlık açısından birçok avantaj sağlar. İşte bu uygulamanın öne çıkan faydaları:
- Zaman tasarrufu sağlar: Diş başına birkaç saniye süren işlem, geleneksel temizlik yöntemlerine göre çok daha hızlıdır.
- Konforlu bir temizlik sunar: Acısız ve hassasiyeti azaltan su püskürtme teknolojisi, hasta konforunu en üst düzeye çıkarır.
- Zor alanları temizler: Braketler, implantlar ve diş etleri arasında biriken plakları etkili bir şekilde temizleyebilir.
- Periodontal sağlığı korur: Diş eti hastalıklarının önlenmesine yardımcı olur ve biyofilm tabakasını etkin bir şekilde temizler.
- Diş minesine zarar vermez: Hassas diş yapısına sahip bireyler için nazik ve güvenli bir temizlik sağlar.
Airflow uygulaması, diş sağlığını korumak ve estetik açıdan daha temiz bir gülüşe sahip olmak için ideal bir yöntemdir. Hızlı, acısız ve dişe zarar vermeyen bu uygulama, düzenli diş temizliği isteyen bireyler için modern bir çözümdür. Özellikle diş eti hastalığı riski taşıyanlar, ortodontik tedavi görenler ve implant kullananlar bu yöntemden büyük fayda sağlayabilirler. Diş sağlığını korumak ve uzun vadede daha sağlıklı bir ağıza sahip olmak isteyen herkesin Airflow uygulamasını düzenli olarak yaptırması önerilir.
Airflow Uygulaması ile İlgili Bilimsel Yayınlar
Zhonghua Kou Qiang Yi Xue Za Zhi dergisinde Ekim 2024 tarihinde yayımlanan “New intraoral digital impression with pneumatic gingival retraction used in the restoration of crown for posterior teeth: a case report” konulu çalışmada, sabit protez tedavilerinde hazırlık sınırının doğru dijital ölçümlerle belirlenmesi ve restorasyonların kenar uyumunun iyileştirilmesi amaçlanmıştır. Geleneksel ip retraksiyon tekniğinin ağrı, doku hasarı ve uzun işlem süresi gibi sorunlarını çözmek için pnömatik gingival retraksiyonlu yeni bir teknoloji önerilmiştir. Yöntem, yüksek hızlı hava akımıyla diş eti dokusunu anında ayırarak alt gingival hazırlık sınırını açığa çıkarmakta ve yüksek hızlı lazer tarama teknolojisiyle birlikte bu sınırın net şekilde elde edilmesini sağlamaktadır. Sonuç olarak, bu yöntemle yapılan dijital ölçümde restorasyonun kenar uyumunun başarılı olduğu gözlemlenmiştir. Bu teknik, ağrısız ve invaziv olmayan bir çözüm sunmaktadır.
Microorganisms dergisinde Haziran 2024 tarihinde yayımlanan “Microbiological and Imaging-Based Evaluations of Photodynamic Therapy Combined with Er:YAG Laser Therapy in the In Vitro Decontamination of Titanium and Zirconia Surfaces”adlı çalışmanın amacı, titanyum (Ti) ve zirkonya (Zr) yüzeylerine yerleşen Staphylococcus aureus biyofilmlerinin temizlenmesinde kullanılan geleneksel yöntemler ile lazer temelli müdahaleleri karşılaştırmaktır. Yöntem olarak, kimyasal ve mekanik temizleme yöntemleri (klorheksidin ve hava akımı) ile fotodinamik terapi (PDT) ve Er:YAG lazer tedavileri karşılaştırılmıştır. Sonuçlar, kombine PDT ve Er:YAG tedavisinin (PDTEr) mikroorganizmaları etkili bir şekilde temizlediğini göstermiştir. Yüzey incelemeleri, lazer uygulamalarının yüzey morfolojisini değiştirdiğini ortaya koymuş, ancak lazerin sıcaklık üzerinde olumsuz bir etkisi bulunmamıştır. Değerlendirme olarak, PDTEr’nin en etkili yöntem olduğu ve Zr yüzeylerinin mikroorganizmalara karşı daha dirençli olduğu gözlemlenmiştir.
Ankara Çankaya Çukurambar bölgesinde hizmet veren Perspektif Diş Polikliniğine tüm soru ve görüşlerinizi iletebilir ve ayrıca Diş Taşı Temizliği, Bruksizm Tedavisi, 20 Yaş Diş Çekimi, Apikal Rezeksiyon, Gömülü Diş Çekimi, İmplant Tedavisi, Çocuk Diş Hekimliği, Diş Beyazlatma, Diş Eti Çekilmesi, Diş Eti Estetiği, Küretaj, Gülüş Tasarımı, İnley ve Onley Diş Restorasyonları, Porselen Lamina ve Zirkonyum Diş Kaplama konularında İletişim sayfamız üzerinden randevu alabilirsiniz.
Bu makale Perspektif Diş Polikliniği tarafından hazırlanmıştır.